Karşınıza çıkan hemen her fırsatta, kendinizi diğerlerinden olumlu yönde ayrıştırarak kanıtladığınızı, yeteneklerinizin ortalamanın çok üzerinde olduğunu, hem de tüm bunların çevrenizce de onaylandığını görüyorsunuz. Yine de toplumca başarı ölçütleri olarak algılanan (öyle öğretilegelen), zenginlik, ün, mevki gibi konularda hak ettiğiniz yerde olmadığınızı düşünüyorsunuz. Merak etmeyin, yalnız değilsiniz. Toplumun başarının göstergeleri olarak gördüğü konularda şans faktörünün ne denli önemli olduğu artık sayısal olarak da gösterildi.
Halen zengin olamadıysanız suç sizde olmayabilir… Bilet almıyorsanız, o başka tabii. yazısının devamıKategori arşivi: Analitik Yöntem
Yapay Zeka Yüzünden Danışmanlık Hizmetleri Tarihe mi Karışacak?
Veri işlem ile veri bilimin sık sık birbirine karıştırıldığı günümüzde, pek çok beyaz-yakalı pozisyonunun uzak olmayan bir zaman diliminde, Yapay Zeka (YZ)’ya devredilip edilmeyeceği sıkça tartışılır oldu. ‘Karar vericilerin yerlerini bilgisayar algoritmalarının aldığı, rekabetin algoritmalar arasında yaşandığı ve insanların sadece makinelerin yerine getiremediği ‘kalan’ bir takım işleri yaptığı distopik bir geleceğe mi sürükleniyoruz?’ sorusuna yanıt aramaya başlamak gerekiyor.
Yapay Zeka Yüzünden Danışmanlık Hizmetleri Tarihe mi Karışacak? yazısının devamıDoğru veriye nasıl ulaşmalı?
Gerçeği, sadece gerçek olduğu için sevmek, bu dünyadaki insan mükemmeliyetinin esas unsuru ve diğer tüm erdemlerin ocağıdır.
John Locke
Sene başında HBR’de Eric Haller ve Greg Satell imzalı ‘Veri-Yönlendirmeli Kararlar Bu 4 Soruyla Başlamalı‘(1) adında bir makaleyi okuduğumda, aslında bilgi kuramı açısından (epistemoloji), 2500 yıldır ne kadar az yol almış olduğumuzu farkettim. Sonuç itibari ile, felsefeden uzak, sadece teknoloji kullanarak gelişmeye inananların, nasıl hüsrana uğrayacaklarını anlatma fırsatım olsaydı diye düşünmüştüm. Kısmet bugüne imiş.
Doğru veriye nasıl ulaşmalı? yazısının devamıKomplo Teorilerine İnanmanın Dayanılmaz Çekiciliği
İnsanlığın geçmişi kuşkusuz sayısız komplo teorileri ile örülmüş hatta biraz ileri gidersek belki de şekillendirilmiştir. Nasıl bir Laz fıkrasında olduğu gibi iyi bir romanın, gizem, soyluluk (sınıf ayrımı), din ve cinsellik gibi ‘sos’ları olmazsa olmazsa, komplo teorilerinin de benzer sosları vardır ve bunların farkına varmak bizi hangi fikirlere karşı mesafeli olmamız gerektiği konusunda uyarıcı olabilir.
Komplo Teorilerine İnanmanın Dayanılmaz Çekiciliği yazısının devamıİşe Alım Görüşmelerinde Fark Yaratacak 7 Kural
“Kendinizi gelecek beş yıl içinde nerede görmek istiyorsunuz?” klişesinden artık sıkıldınız mı?
Bir kurumun geleceğini etkileyen en önemli parametrelerden birisi şüphesiz doğru yetenek yönetimi. Yetenek yönetimi de öncelikle uygun yeteneklerin seçimi ile başlıyor. HBR’de yayınlanan bir yazıda San Fransisco State Üniversitesi İşletme böümü profesörlerinden ve IK konusunda uluslararası üne sahip John Sullivan, doğru personel seçimleri yapmak için 7 basit kural öneriyor.
İşe Alım Görüşmelerinde Fark Yaratacak 7 Kural yazısının devamıEtik Makinesi
Bir makinenin, insana özgü her durumda aklımızın bizi davranmaya sevk ettiği gibi davranmasını sağlamaya yetecek kadar farklı donanıma sahip olması hemen hemen imkansızdır. Rene Descartes
Yapay Zeka (YZ) hayatımıza girmeye devam ettikçe, onunla yönlendirilen makinaların da uymaları gerekli etik kurallara ilişkin tartışmalar devam etmekte. Özellikle YZ tarafından yönetilen sürücüsüz araçların karmaşık durumlar altında verecekleri kararlar son yılların en önemli tartışma konuları arasında yeralıyor. Örneğin aracın durması mümkün olmadığı bir durum ortaya çıktığında, yoldan geçen bir bebeği mi yoksa bir yaşlıyı mı seçeceği gibi karmaşık karar alma mekanizmalarında olduğu gibi.
Roma İmparatorlarının Kuraklıkla Şekillenen Kaderleri
Firavun’un rüyasında Nil’den yedi sağlıklı ve şişman inek çıkıyor. Ama ardından gelen yedi cılız ve sağlıksız inek onları yiyor. Benzer bir rüyayı tekrar görüyor. Tefsirini Yusuf Peygamber’den istiyor. Yusuf peygamber rüyayı şöyle yorumluyor: “Önce yedi bolluk yılı olacak, Nil’in taşması sayesinde çok iyi hasat kaldırılacak. Ama bunu yedi kıtlık yılı izleyecek, kuraklık açlığa yol açacak.” Firavun da Yusuf’a inanıyor. Yedi bolluk yılında ambarları dolduruyor. Böylece yedi kıtlık yılında Mısır halkı açlıktan kırılmıyor. Bu hikâye gelişmiş ve gelişen ülke yöneticileri için çok değerli dersler içeriyor.
Roma İmparatorlarının Kuraklıkla Şekillenen Kaderleri yazısının devamı
İki Ülkenin Hikayesi
Financial Times (FT)de Haziran ayında Jamil Anderlini imzasıyla yayınlanan bir makalede, Hindistan ve Çin’in son dönemde altyapısal gelişmişlikleri arasında oluşan derin uçurum, farklı politik sistemlerle yönetilmeleri özelinde kıyaslanmış. Otoriter bir politik sistem mi yoksa kaotik bir demokrasi mi kalkınmanın önünü daha rahat açabilir? Her ne kadar katı kapitalist bir bakış açısı ile hazırlanmış olsa da makale, farklı politik sistemlerin gelişmekte olan ülkeler için getiri ve götürüleri açısından incelenmeye değer. Kalkınma, otoriterlik ve basın özgürlüğü üzerine bir deneme.
Köprüden kimi atarsınız?
Bilinen hikayedir; kontrolden çıkmış bir tramvay yokuş aşağı hızla ilerlemektedir. Yolu üzerinde beş demiryolu işçisi, durumdan habersiz şekilde çalışmaktadırlar. Tramvayın çarpması durumunda bir facia yaşanacağı kesindir. Olayı izlemekte olan Siz, önünüzdeki makasta bulunan bir kolu ittirdiğiniz takdirde ise tramvayı diğer hatta yönlendirmeniz mümkündür, ama orada da çalışmakta olan bir işçi vardır ve sonuç onun için de kesin ölümdür. Peki Siz, hangi kararı alacaksınız?
Köprüden kimi atarsınız? yazısının devamıGöklerden İlham Beklemek
Dinsel inanışlar, bilimsel gelişme ve politik ittifakların, hem dinsel hem de ekonomi üzerindeki birleşik etkileri uzun zamandır merak edile gelmiştir. Aralık ayında Amerikan Ulusal Ekonomik Araştırmalar Dairesince (National Bureau of Economic Research) son hali yayımlanan bir tebliğe göre, tarih boyunca bilim ve örgütlü dinsel inançlar arasında bir çatışma olduğu bilinse de, ilk kez dindarlık ve kişi başına düşen patent sayıları arasındaki belirgin ters korelasyonu gösteren bir model geliştirilmiş oldu.